Filmleri afişleriyle tanıyanlar el kaldırsın! Ya da sırf afişini beğenerek girdiğiniz bir film var mı diye sorsam çok mu yüzeysel bir soru sormuş olurum? Yoo olmaz, değil mi? Nasıl bir kitabı seçerken kapağına vuruluyorsanız bir filmi izlemeden önce de afişine aşık olabilirsiniz. Aranızda benim gibi düşünenler var biliyorum.
Şimdi düşünün bakalım… Odanıza astığınız ilk film afişi hangisiydi?
Al Pacino’lu The Godfather mı? Robert de Niro’lu Taxi Driver mı? Yoksa bir Tarantino klasiği Reservoir Dogs mu?
Yok yok ben özümde polyanna’yım aslında. Bu saydıkların bana fazla karamsar oldu diyorsanız… yandan bakışlı Amelie için ne dersiniz? Ya da Little Miss Sunshine? Sevimli ailemiz ve onların (onlardan tatlı olmasın) sarı minibüsünü hatırlamak bu kapalı havada nasıl da güzel olur. Olmaz mı?
Peki ya umutsuz romantikler siz ne düşünüyorsunuz bu durum hakkında? Titanic’i her izleyişinde ağlayan; ve afişinde de yer alan o meşhur güverte duruşuyla hafızalara kazınan filmi başka bir resimle hayal edebiliyor musunuz? Eternal Sunshine of the Spotless Mind’ı karlar üstünde yatan Jim Carrey ve Kate Winslet olmadan düşünün bir de… (özellikle benim gibi bu filmin sürekli konuşulmasından rahatsız olan biriyseniz; o afişten farklı bir görsel görmek güzel olacaktır.)
Eğer, ‘ben sıkıldım klasik tarzdan; afiş dediğin biraz yaratıcılık kokar’ diyorsanız… yukarıda ismi geçen geçmeyen ama kesinlikle sizin hafızalarınıza kazınan o güzel filmlere bir de bu gözle bakmanın zamanıdır.
Animasyon severler sizleri de unutmadım.
Dizi olmadan asla diyen dizikolikler… bunlar da sizin olsun!
Peki ya bu 13 klasik filmi minimalist posterlerinden tahmin edebilecek misiniz?
Görseller: Design-Caster