“Bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz.” dedi Sema Ramazanoğlu. Hükümetin aile ve sosyal politikalardan sorumlu kişisi bir çocuk tecavüzü skandalını işte böyle hazmetti.
Bu coğrafyanın kokuşmuş ve iki yüzlü aile yapısını anlatmak için daha iyi bir ifade yok aslında: “Aman yeter ki kurum karalanmasın.” Gelinine sarkanlar, kardeşine tecavüz edenler, “sakın babana söyleme”ci anneler… Tıpkı Ramazanoğlu gibi hazmediyor herkes köyünde, ailesinde, yan dairesinde olan biteni. Bu coğrafyada aile dediğimiz işte tam da bu: Dışarıdan bakınca pirüpak, içerisi ise iflah olmaz bir bataklık. Bir değil binlerce kez, ülkenin her köşesinde, çocukların taciz, tecavüz, her türlü istismara maruz kaldığını bile bile “Ama aile?..”, “Ama kurum?..”, “Ama devlet?..” diyebilmek burada yaşamak.

Bu noktada, eş zamanlı olarak Almanya’da hazırlanmış çarpıcı bir farkındalık kampanyası “Bir kereden bir şey olmaz.”ın ne kadar korkunç bir düşünce olduğunu gözler önüne seriyor. Hükümetten bağımsız faaliyet gösteren organizasyon “Innocence in Danger” (Tehlikedeki Masumiyet) her türlü çocuk istismarına karşı savaşıyor. Organizasyonun son kampanyasında ise “üzerinde saldırganın el izleri kalmış çocuk” görselleri kullanılmış. Organizasyon yalnızca ebeveynleri eğitmek değil devlet yetkililerinin de sesinin güçlü çıkmasını sağlamak üzerine yoğunlaşıyor. Kampanyanın başlığını ise belki Ramazanoğlu’na bir cevap niteliğinde okuyabiliriz. “Some Touches Never Leave” (Bazı İzler Hiç Kaybolmaz)
Innocence in Danger‘la ilgili ayrıntılı bilgi için buradan…
h/t: ufunk
Başka N’olmuş: Aylarca saçını kestirtmeyen otizmli çocuk bu berberi işte bu yüzden sevdi