Tek bir insanın hayatında bile “ev” denilen kavramın kaç kere şekil değiştirdiğini, kaç farklı yeri anımsattığını düşünün. Kimi zaman bir şehri, ülkeyi kapsayacak kadar büyüdüğünü; kimi zaman içine bir yatak ve bir kitaplığın zor sığdığı bir oda kadar küçüldüğünü…
Dünyaya “Merhaba, nasıl gidiyor, iyi ya ben de bir süredir anne karnındaydım, şimdi buralardayım.” muhabbetiyle yanaşmaya çalıştığımız ilk yıllarda “ev” tanımının sınırları ne kadar belirgindi, öyle değil mi? Zamanla hayallerde ve zihinlerde başka “ev”ler çıktı ortaya. Bazen sadece içinde belirli insanların olduğu soyut bir kümeye dönüştü. “Sevdiğin şey ya da kişi neredeyse evin orasıdır.” gibi dünyayla tanışmaya çalışan o küçük bizlerin asla anlayamayacağı kadar ağır cümleler kurduk.
İllüstratör ve çocuk kitabı yazarı Carson Ellis ev tanımlarına ve o evlerde kimlerin yaşadığına takılmış bir isim. Bunu harika çizimleriyle, ve gerek bir çocuğun gerek bir yetişkinin aynı ilgiyle okuyabileceği biçimde kitap haline getirmiş. “Home” isimli kitabında Kenyalı bir demircinin yaşadığı barakanın da, Slovakya düşesinin yaşadığı sarayın da, yollara düşmüş insanların karavanının da “ev” olduğunu ve onlara bu ismi koyanların kimler olduğunu göstermiş.









Sahi, sizin “ev”iniz neresi?
h/t: brainpickings