1800’lerin sonu, 1900’lerin başı… Kartpostalların altın çağı… O zamanlar bugünün internetine kafa tutacak bir sosyal ağ yaratan kartpostallar Amerika’nın 1908 başkanlık seçimlerinde de önemli rol oynuyordu. Kartpostallara bugün baktığımızda ise üzerlerindeki resimler Amerika’nın politik ve sosyal meselelerinin T tutmuş gibi duruyor.
İngiliz kadınların oy kullanma haklarını arama kampanyalarındaki görseller üzerine bir çalışma yürüten Lisa Tickner, kartpostalların 1900-1914 arasında şehrin işçi sınıfı için inanılmaz bir mesaj taşıma aracı olduğunu söylüyor. Bu noktada kadınların oy kullanma haklarını savunmasına karşı olan veya destek veren kartpostallar da zamanın Amerika’sında sıkça görülüyordu. O dönemde kadınların oy kullanma haklarını savunmaları konusunda 4500‘e yakın farklı kartpostal basıldı. İngiltere’de ve Amerika’da kadınların oy hakkını savunanların karşısında maalesef kartpostal üreticileri de vardı. Onların ürettiği anti-oy hakkı mesajlı kartlar hızla yayıldı.

Kartpostallarda oy hakkını savunan kadınları tiye alan, komik şekilde resmeden bir üslup hakimdi. Bu üslubun yer yer hak savunucularına hakaret noktasına geldiği de görülüyordu.

Resimlere hakim olan bir diğer tema da karısı “erkek haklarına sahip olduğu için” evde çocuklarına kendisi bakmak zorunda kalan perişan babaydı. Kartpostallar kadının rolünü bilmesi için ve erkeğin “erkek” olmaya devam edip karısına pabuç bırakmaması için adeta bas bas bağırıyordu. Karısının oy kullanma hakkına boyun eğmiş adamlar şüphesiz ki kadının yapmak zorunda olduğu tüm işleri yapmak zorunda kalacaktı. Erkeklere adeta “Bak işte bu hallere düşeceksin.” deniyordu.

Amerika’da kadınların oy kullanma hakkını kazanmaları yıllar aldı. Önce belirli bölge ve eyaletlerde, ardından 26 Ağustos 1920′de ulusal bazda Amerikan kadınına seçme hakkı verildi.
Başka N’olmuş: Flört karşıtı kulüpten “Sevme kızım yanarsın” tadında tavsiyeler













Görseller: Catherine H. Palczewski ve June Purvis’in koleksiyonu
[ufunk ve uni.edu aracılığıyla]