Dünya, tarihin en büyük göçmen krizlerinden birini yaşarken, bu krizin en kuvvetli şekilde yansıdığı ülke Türkiye oldu. Şimdiye kadar tüm Avrupa ülkelerinin kabul ettiğinden daha fazla sayıda, yaklaşık üç milyon mülteci Türkiye’ye gelirken, binlercesi de Akdeniz’de boğularak hayatını kaybetti. Yani hepimiz, tarihe kara harflerle yazılacak bir trajedinin tanıklığını yapıyoruz.
Viyana’da yaşayan ve çalışan sanatçı Oliver Ressler‘in üretiminin merkezine koyduğu meselelerden biri bu trajedi. Ressler ekonomi, demokrasi, küresel ısınma, direniş biçimleri ve toplumsal alternatifler gibi konular üzerine çalışıyor. Sanatçının son 12 yıldaki üretimi ise şimdilerde SALT Galata‘da sergileniyor.

“Kim Kimi Güverteden Atar?” isimli sergi, göç, sınırlar, yurttaşlık, sermaye ve alternatif ekonomileri irdeleyen fotoğraf işleri, duvar yazıları, filmler ve enstalasyonları bir araya getiriyor. Oliver Ressler’in işleri krizin cisimsiz seslerine, belgelerine ve ezeli düşmanına görünürlük kazandırıyor. Peki nedir krizin ezeli düşmanı? Sanatçıya göre bu düşman “devletsiz ve mülksüzlerin düzeni hedef alarak rekabetçiliği bozguna uğrattığı, dikenli tellerle kuşatılmış kontrol noktalarını alaşağı ya da fabrikaların işleyişini ters yüz ettiği toplumsal bir buluş”. Ona göre “Ekonomi diye bilinen enkazdan günün birinde gezegeni kurtaracak ve yaşamaya değer bir hayat yaratacaksak hiç olmazsa buna ihtiyaç var.”
SALT Galata‘daki “Kim Kimi Güverteden Atar?” sergisi 15 Ocak’a kadar ziyaret edilebilir.





Başka N’olmuş: Akdeniz’de ölen göçmenlerin arkalarında bıraktıkları objeler, fotoğraflar