Muhafazakar kültürümüzün bir parçası mı, yoksa daha basit “kirli donumu kimsenin önünde makinaya atmak istemiyorum” duruşundan mı bilinmez çamaşırhaneler çoğunlukla İstanbul’da turistlerin, Erasmus öğrencilerinin uğradığı yerler olurken biz “yerliler” beyaz eşya seti tam olmayan arkadaşımıza burun kıvırmaya devam ediyoruz.
Bitmeyen cümleler gibi bitmeyen çamaşır yıka(t)ma çilesi de çekilmiyor. Avrupalı ve Amerikalı sayıca kayda değer büyüklükte bir grup haftada bir-iki kez çamaşırhaneye uğruyor. Beyaz floresan ışığın altında kirli beyazlarını renklilerden ayırırken yandaki suratsız müşteriyle göz göze geldiğinde elindeki kirli dona kasten bakmadığını ifade edebilecek bir kafa hareketi yapmak zorunda kalıyor.
Tam bu noktada pek akıllı, çokça uyanık Belçikalı tasarım stüdyosu Pinkeye devreye giriyor. Bu stüdyo 2013 yılında eskiden kitapçı olan bina altına öyle bir çamaşırhane açtı ki bu yere bir “sosyal kulüp” dersek sanıyoruz daha gerçekçi bir tanım yapmış oluruz. WASBAR ismindeki bu yerde zamanı değerli Avrupa insanı çamaşırlarını ister ulu orta, ister özel bir bölümde (kirli don olayına taktık biz) yıkarken aynı mağaza içindeki berbere uğrayabiliyor. Ya da bara uğrayıp birasını, kahvesini alıp ortak masalarda yeni insanlarla tanışabiliyor. “İşim var, gücüm çok” diyenler de bir köşede bilgisayarını açıp çalışabiliyor. Gazeteler, dergiler… Ne ararsanız var.
Bir taşla 4-5 kuşu vurabildiğiniz (deyimleri bi’ revize etmeli, kuşları seviyoruz) bu dükkanın bir tasarım stüdyosunun elinden çıktığını ise daha kapıdan girmeden görebiliyorsunuz. Kullanılan renkler, vintage mobilyalar, akıllıca tasarlanmış logodan, kabloları iyi saklanmış ve kendine özel birer ismi olan çamaşır makinalarına kadar her şey insanı yakalıyor. İsim konusuna değinmişken bilmiyoruz neden kurutuculara erkek ismi, yıkama makinalarına kadın ismi vermişler. “5. makina dolu, 6. uygun” demek yerine “Jacob meşgul, sizi Sebastian’a alalım” diyorlar.
Haftalık rutinlerimizin en sıkıcı kısmına böyle pastel pastel renkler katan girişimin ilham vermesini diliyor, renkli tişörtleri 30 dereceden daha sıcak suda yıkamamanızı öneriyoruz.


Tanıtım videosuna da bir bakıverin:
Başka N’olmuş: Evsizler için daha önce akla gelmemiş bir hizmeti hayata geçirdiler
Başka N’olmuş: Bu küçük depoda isteyen istediğini yapıyor