Dünyanın gündemindeki mülteci krizi özellikle şu ara Avrupa’da yoğunlaşmış durumda. Çok büyük bir kısmı Suriye’den gelen mültecilerin Avrupa topraklarına ayak basmasını istemeyen bir kesim ise her gün birbirinden sıra dışı gerekçelerini mecliste, sokakta ya da sosyal medyada sunmaya devam ediyor. Bunlardan belki de sosyal medyada en çok görünür olanı mültecilerin akıllı telefonlarıyla ilgili. “Hepsinde dokunmatik, akıllı telefon var. Demek ki paraları da var. Niye buraya geliyorlar ki?” frekansında üreyen çeşitli soruların aslında çok basit birkaç cevabı var.
Cevaplardan belki sadece bir tanesi yeterli ki o da geldikleri yerdeki savaş gerçeği. Evlerinin yıkılmış ya da artık yaşanılmayacak hale gelmiş olması. Evde, sokakta, hiçbir yerde güvende hissetmemeleri. Bu cevap yeterli değilse şunları da göz önünde bulundurmakta fayda var: Mülteciler bu akıllı telefonlar sayesinde ayrıldıkları yerlerin, yani evlerinin ve orada bıraktıkları -sağ ya da değil- yakınlarının anılarını muhafaza edebiliyor. Bu zorlu süreçte o telefonlardan baktıkları bir fotoğraf onları bir gün daha ayakta tutabiliyor. Bu telefonlar yine çok önemli bir konuda daha yardımcı oluyor mültecilere, o da GPS. Avrupa yolunda ve hatta denizin ortasında yönlerini bulmaya yarıyor. Ve tabii Facebook, WhatsApp aracılığıyla sürekli iletişim halinde kalabiliyorlar. Bu da böylesi bir süreçte oldukça önemli.
VICE ekibi Berlin’e varan bazı mültecilere telefonlarının onlar için ne anlam ifade ettiğini sormuş. Her biri telefonuna farklı bir şekilde bağlı olsa da hepsinin ortak bir kaygısı olduğu görülmüş: O telefonları kaybetmekten çok korkuyorlar.
“Lübnanlı şarkıcı Elissa bu resimdeki. Yolculuğum boyunca müzik dinlemek için kendimi ikna edemedim. Şimdi Almanya’dayım, tekrar dinleyebilirim.”“Bu Peştunların geleneksel kıyafeti. Pakistan’ın neresinden geldiğimi hatırlatıyor. Orada kimse kot pantolon giymez.”“Bu, bir arkadaşımın oğlu. Hamburg’da kaldığımız bir kampta çekilmişti. Güzel zamanların bir hatırası.”“Bu fotoğrafı vizemi aldıktan sonra çektim. Benim için bu fotoğraf yolculuğumu temsil ediyor.”“Telefonlarımız bizim için çok çok önemli.” (Somalili çift)“Yunanistan’a botla çıkmak için GPS’ini kullandım. Yalnızca gündüz tabii. Geceleri polis telefonun ışığını görebilir.”“Bu Hristiyan bir arkadaşım ve ben balık tutarken… Güzel bir anım ve benimle olması hoşuma gidiyor.”“Yolculuk bu telefon olmadan mümkün olmazdı. Sürekli kullandım. Karada da, denizde de.”“Niye bilmiyorum ama bu fotoğrafımı çok seviyorum.”“Bu resim telefonda vardı. Arkadaşım kendi telefonunu yakın zamanda çaldırdı. Gelip arka cebinden alıp gitmişler.”“Bu benim kızım. Hala Suriye’de, ama her sabah, akşam, gece konuşuyoruz onunla.”“Benim 4 çocuğum. Telefon yolda onlara birkaç Almanca sözcük öğretmemde ve onları oyunlarla oyalamamda çok işe yaradı.”“Bu fotoğraf karımın annesine ait. Libya’da IŞİD tarafından öldürüldü. Bu telefonu 10 yıldır kullanıyorum. Yalnızca önemli şeyler için kullanıyorum, gerçekten.”“Kızımın fotoğrafı, onu çok seviyorum.”“Bu arkaplanı seçtim çünkü bana annemi hatırlatıyor. 16 yaşındayım ve bu telefon arkadaşlarımla, ailemle iletişimde kalmamı sağlıyor.”“Sincar’dan gelen dört Yezidiyiz. 50 gün sürdü. Yolculuğun ne kadar zor olduğunu artık düşünmek istemiyorum çünkü artık buradayım. Skype ya da Viber kullanmam gerekirse bir arkadaşın telefonunu kullanıyorum.”“Viber, WhatsApp, Facebook sayesinde herkesle iletişime geçebiliyorum buradan.”“Balonlar ve bantlar kullanarak telefonlarımızı sudan korumaya çalıştık.”“Bu telefon canımdan daha önemli.”“25 Suriyeli olarak çıktık yola. Bir kişi GPS’ten sorumluydu, bir diğeri trenlerden… Benim bir görevim yoktu.”“Okyanusta akıllı telefonumu kaybettim. Param olur olmaz yeni bir tane alacağım.”