İnsanın ölümle kurduğu ilişki büyük ölçüde hayatın o kişiye neler getirdiğiyle ilgili. Ölüm henüz genç bir insanken bile hayatınızın gerçeği olabilir ya da hiç gündeminizde yokken bir anda karşınıza çıkabilir. Peki ya ölümcül bir hasta ölümle nasıl bir ilişki kurar?
“Right, Before I Die” (“Ben Ölmeden Hemen Önce”) fotoğrafçı Andrew George‘un hazırladığı bir fotoğraf projesi. Seride ölümcül hastalığı olan kişilere ait portreler yer alıyor. Projenin bir amacı da hastalara ölüm konseptine dair bireysel yaklaşımlarını ve ölmeden önce söylemek istedikleri bir şeyler olup olmadığını sormak. Bu nedenle her bir portreyle birlikte, fotoğraftaki kişinin sözleri de yer alıyor.
George’un serisinde her bir yüz çok anlamlı. Hastaların ağızlarından çıkan sözler ise geriye kalanlara ölümün kucağına düşmeden önce hayata dair bir şeyleri fark ettirecek gibi duruyor.

“Bilakis, dini minimumda tutmaya çalışıyorum – ama kesinlikle Tanrı’ya inanıyorum. Benim bahsettiğim Tanrı sizin susarken hakkında konuştuğunuz Tanrı’yla aynı.” – Rene

“Hayat ölümün bekleme odasıdır. Sadece geçip gidiyoruz. Çünkü doğduğumuzdan beri öleceğimizi biliyoruz. Belirlenmiş bir günümüz olduğunu ve nerde, nasıl olacağından habersiz olduğumuzu da… Kendimi rahat ve sakin hissediyorum; çünkü gidiyor olduğumu biliyorum. Bu yüzden her gece tanrıya ‘Ne yaptığını bilirsin sen, ölmekten korkmuyorum; zaten bir sürü mutlu yıl boyunca yaşadım’ diyorum.” – Jojefina

“Teşhisi öğrendiğimde, ilaçlarımı almayı bıraktım. Sadece ölmek istedim. Her gün ağladım ve o günden sonra hiçbir şey yapmak istemedim…” -Nelly

“10 yıl boyunca her gün eroin kullanan bir uyuşturucu bağımlısıydım. Müptelaydım, ele geçirilmiş haldeydim. 3 kez evlendim. Faturalarımı ödememin hiçbir yolu yoktu. Bütün arkadaşlarım beni terk etti. Tek kaçışın kendimi öldürmek olduğunu düşündüm…” – Michael
Başka N’olmuş: Gazeteler efsane isimlerin ölüm haberlerini nasıl duyurmuştu?